Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, hilafet çağrıları, laikliği, kadınları ve sanatçıları hedef alan açıklamalarıyla tepki çeken İstanbul Pendik Uluçınar Camisi imamı Halil Konakcı hakkında, “Hatay’daki Fransız işgalini övdüğü” sözleri üzerine yapılan suç duyurusunda “soruşturma yapılmasına yer olmadığı” kararı verdi. Sosyal medyadan tepki yağdı.
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, hilafet çağrıları, laikliği, kadınları ve sanatçıları hedef alan açıklamalarıyla tepki çeken İstanbul Pendik Uluçınar Camisi imamı Halil Konakcı hakkında, “Hatay’daki Fransız işgalini övdüğü” sözleri üzerine yapılan suç duyurusunda “soruşturma yapılmasına yer olmadığı” kararı verildi. Muhalefet, savcılığın kararına sert tepki gösterdi.
Cumhuriyet’te yer alan habere göre, kararda, “iddiaların soyut ve genel nitelik arz ettiği, somut bir bilgi, belge ve delile dayanmadığı” savunuldu. Kararda, “dosyadaki mevcut bilgi ve belgelere göre söz konusu iddiaların soruşturma açılmasını gerektirecek özellikte olmadığı” iddia edildi.
İYİ Parti Sözcüsü Kürşad Zorlu, Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ ve HKP Genel Sekreter Yardımcısı Tacettin Çolak, savcılığın kararına tepki gösterdi.
Zorlu, “Bu kararı kesinlikle doğru bulmuyoruz” derken; Özdağ da, “Daha nasıl somut bir isnat ve şikâyet olmalı. Somut bir kanıt olmalı?” diyerek tepki gösterdi. Halil Konakcı’nın laik cumhuriyete, Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarına düşman olduğunu belirten Çolak da, “Konakcı, din görevlisi olmasını bir imtiyaz olarak görüp, şimdiye kadar işlediği laiklik karşıtı suçları yaptırımsız kalınca, çekinmeden yeni yeni suçlar işlemektedir. Adam sanki suç makinesi” dedi.
SAVCIYA ZOR SORULAR
Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ ise Konakcı’nın Türkiye Cumhuriyeti devletini ve Türk milletini alenen aşağıladığını belirterek, “Bu konuda kanlı canlı kendi görüntüsüyle sesiyle beyanı mevcuttur. Türkiye Cumhuriyeti devletini Fransız kâfirinden daha zalim diye alenen aşağılamıştır” dedi.
Özdağ, savcıya şu soruları yöneltti:
“Daha nasıl somut bir isnat ve şikâyet olmalı. Somut bir delil olmalı? Yani savcı, Halil Konakcı’yı çağırıp ifadesini almayacak kadar mı Türkiye Cumhuriyeti devletinin alenen aşağılandığını anlamamış veya aşağılanmasından rahatsız olmamıştır. Türk ceza kanunları savcının hassasiyetlerine göre mi işlemektedir? Savcının milli değer yargıları düşükse Türk Ceza kanunları işlemeyecek midir?”
‘SAVCILAR DA İŞLENEN SUÇA ORTAK OLDU’
Halil Konakcı’nın laik cumhuriyete, Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarına düşman olduğunu belirten Çolak, “Geçmişte de ortaçağ özlemlerini gizlemeyen laiklik karşıtı, cumhuriyet karşıtı açıklamaları olmuştu. Konakcı, din görevlisi olmasını bir ayrıcalık olarak görüp, şimdiye kadar işlediği laiklik karşıtı suçları yaptırımsız kalınca, çekinmeden yeni yeni suçlar işlemektedir. Adam sanki suç makinesi” dedi.
Çolak, “Konakcı, ezanın Türkçe olarak okunmasını yasaklama olarak yutturmaya çalışmakla da cumhuriyet ve onun kurucu önderlerine olan kinini kusmaktadır. Konakçı gibiler, ‘keşke Yunan galip gelseydi’ diyen fesli deli Kadir gibi laik cumhuriyet düşmanı olduklarından, ibadet eden insanların bulunduğu camileri yakan Fransız emperyalizmini aklamaya çalışan hainlerdir” diye konuştu.
Çolak, açıklamasının devamında şunları kaydetti:
“Cumhuriyet düşmanı bu gericilerin suçlarını aklayan cumhuriyetin savcıları da işlenen bu suçlara ortak olmaktalar. Bugün verdikleri soruşturmaya yer olmadığına dair kararlarla bu dosyaları kapatabilirler, ancak gelecekte bu dosyalar tekrar açılacaktır. Laik cumhuriyet karşıtı ortaçağcıirticacı meczuplarla mücadelemiz sürecektir.”
KONAKCI NE DEMİŞTİ?
Konakcı, “Hatay’ın çoğunluğu Arap’tır. Kürt ve Arap kardeşlerimiz var orada. Hala da öyle. O zaman da öyleydi. 1938’e kadar Fransız işgalindeydi. ‘Sınırın içinde mi kalsın dışında mı kalsın’ tartışmaları vardı. Ezan yasağı 1932’de geldi. Fransızlar, ezanı Hatay’daki Müslüman köylerinde, camilerinde yasaklamadılar. Yine Fransız işgalindeki Hatay merkezinde, köylerinde ezan ‘Allahü ekber’ diye okundu 1938’e kadar. 1938’de Hatay Türkiye topraklarına katıldığında ilk yapılan iş ezanın yasaklanması oldu. Yani Fransız’ın yapmadığı zulmü bu topraklarda yaptılar” ifadelerini kullanmıştı.