Ana Sayfa
17 Temmuz 2020 ( 912 izlenme )
Reklamlar

Huysuz Virjin'den acı haber

Huysuz Virjin karakteriyle tanınan Seyfi Dursunoğlu, tedavi gördüğü hastanede hayatını kaybetti...

Hürriyet’in haberine göre 15 gündür tedavi altında olan Dursunoğlu'nun son üç gündür yoğun bakımda olduğu belirtildi.

HUYSUZ VİRJİN’İN SERÜVENİ

Odatv’nin tutuklu Genel Yayın Yönetmeni Barış Pehlivan, bugün cezaevinden yazdığı yazıda Huysuz Virjin’in serüvenini şöyle anlatmıştı.

1932 yılında Trabzon’da doğdu Seyfi Dursunoğlu. Hem muhafazakar, hem de baskıcı bir ailede büyüdü. İstanbul’da Özel Boğaziçi Lisesi’nde okurken tanıdığı bir okul arkadaşıyla, ömür boyu çekişmeli ve gergin ilişkisi oldu. “İleride ses sanatçısı olacak” diye okulunda ünlenen o arkadaşı Zeki Müren’di.

Dursunoğlu, deniz subayı olsun diye zorla sokulduğu Heybeliada Deniz Koleji’nden kendi çabasıyla atıldı. Kazandığı İstanbul Üniversitesi İngiliz Filolojisi bölümünü ise bırakmak zorunda kaldı.

Bir yandan SSK’da memurluk yapıyor, diğer yandan Beylerbeyi Kültür Cemiyeti’nde ramazan etkinlikleri düzenliyordu. “Huysuz Virjin” tiplemesi işte o günlerde doğdu. 60’lı yıllarda kadın kılığına girip ramazan eğlenceleri düzenleyen, ortaoyunu ve kantolar sergileyen bir gencin ünü tüm İstanbul’a yayılıyordu. SSK’dan istifa etti, artık gazinolardaydı.

Gün geldi, “beni kabul etmezler” dediği devletin kanalı TRT, 1976’da kapılarını açtı. TRT’de hem Seyfi Dursunoğlu kimliğiyle jüri oluyor, hem Huysuz Virjin kılığına girip kantolar yapıyordu. 12 Eylül darbesi döneminde bile yasaklı değildi.

Müzikaller, kabareler, şovlar derken özel televizyonlar açıldı. Artık tüm Türkiye’nin tanıdığı bir şovmendi. Star, ATV, Show gibi televizyon kanallarında çok yüksek reytingler alan programlar yaptı. 2002 yılında, televizyon ekranında ramazan eğlenceleri Huysuz Virjin’den sorulurdu.

Ve AKP iktidara geldi…

2004’te Popstar yarışmasında artık Huysuz Virjin değil, Seyfi Dursunoğlu olarak jüri üyesiydi.      

TESLİM EDİLEN SARI ÖKÜZ

Masamda “Katina’nın Elinde Makası” adlı bir hayat hikayesi kitabı var. Oradan özetledim okuduklarınızı. 2004 yılında Korhan Atay ve Figen Kumru Akşit sormuş, Seyfi Dursunoğlu anlatmış.

“Ben Türkiye’de çok zor bir olayı kabul ettirdim, başardım” diyordu.

Haklıydı. Peki ya bugün?

Bugün Huysuz Virjin’i ekrana getirebilecek, getirirse açık kalabilecek bir televizyon kanalı yok. Halbuki, AKP’den önce de, AKP’nin ilk günlerinde de “biplenerek” de olsa izleyebiliyorduk.

Adı duyulmaya başladığı zaman kulisine gelen Zeki Müren, kolundan yakalar Huysuz’u ve şöyle der:

“Bak, meşhur olmaya başlıyorsun. Çok mutlu olma. Çünkü yalnız kalacaksın!”

Kuşkusuz, Zeki Müren ünlü yalnızlığına karşı uyarıyordu.

Ama şimdi düşünüyorum da…

Bir dönem TRT’nin kucak açtığı, 12 Eylül darbesinin yasaklamadığı, özel televizyonların ramazan eğlencesi yaptırdığı bir zenne, yani Huysuz Virjin gözlerden uzaklaştırılınca biz de biraz yalnız kalmadık mı?

Televizyon kumandası elimde, kanalları geziyorum. Yalancıları, dolandırıcıları, ülkenin topraklarını parsel parsel peşkeş çekenleri görüyorum. Sahi, asıl ahlaksızlık neydi? Onların yaptığı mı, Huysuz Virjin’in müstehcen sataşmaları mı? Bugün değerlerimizi perde yaparak yasak getirenler mi, Huysuz Virjin mi değerlimizdi?

Ve bugün RTÜK sansürlerini tartışıyoruz ya…

Farkında mıyız:

Huysuz Virjin ekranların “sarı öküzüydü”

Teslim ettik.

Önerilen Videolar

Reklamlar

Bunlar da İlginizi Çekebilir

Katar ve Birleşik Arap Emirlikleri'nin gözünü diktiği BOTAŞ'ta yeni gelişme. Hepsi silindi Meteoroloji İstanbul'u uyardı. Lodos geri dönüyor Erdoğan'dan flaş açıklamalar Pudra Şekerinden Sonra Şimdi de Şampanya İle Yıkanma